JİNEKOLOJİK MUAYENE NEDİR ?
Jinekolojik Muayene Nedir ?
Jinekolojik muayane (vajinal muayene) her kadının hiçbir rahatsızlığı olmasa dahi yılda bir kez kontrol amaçlı yaptırması gereken muayenedir. Bu sayede bazı hastalıkların erken tanısı konulabilir, ayrıca rahim ağzı kanserini önlemek amaçlı smear testi muayene sırasında yılda bir alınır. Bunun dışında jinekolojik muayene kadın hastalıkları ile ilgili veya gebelik ile ilgili şikayetleri olan hastalara kadın hastalıkları ve doğum uzmanları (jinekolog) tarafından yapılmaktadır. Daha önce hiç jinekolojik muayene olmamış bayanlar bu muayeneden ilk seferinde çekinebilir veya korkabilir ancak en fazla 1-2 dakika gibi kısa süren bir muayenedir ve ağrı veren bir işlem değildir. Daha önce muayene olmuş bayanlar bunun kolay bir işlem olduğunu gördükleri için hiç çekinmeden rahat bir şekilde muayene olurlar.
Jinekolojik muayene ne zaman yapılır?
Jinekolojik muayene adet zamanında veya adetli değilken yapılabilir. Ancak adetli iken kanamadn dolayı rahim ağzı net görülemeyebilir ve smear testi alınamaz. Bu nedenle acil bir durum yoksa adet dışındaki dönemler tercih edilir.
Bütün muayenelerde olduğu gibi jinekolojik muayeneden önce doktor öncelikle hastanın hikayesini (öykü, anamnez) alır. Hastanın yaşı, mesleği, medeni durumu, ilişki durumu, geçirdiği hamilelikler, düşükler, doğumlar, ameliyatlar, küretaj ve benzeri işlemler kadın hastalıkları dışında herhangi bir hastalık varlığı, adet düzeni, adet süresi ve miktarı detaylıca sorulur. Sigara, alkol ve kullandığı diğer maddeler, kullandığı ilaçlar, ailesinde bir hastalık varlığı sorulur. Hasta ve doktor arasında geçen bütün konuşmalar sırdır ve hastanın yakınları dahil hiçkimseye anlatılmaz. Hasta isterse görüşme sırasında yanında eşi veya başka bir yakını bulunabilir, hasta istemezse görüşmeye tek başına katılır, doktor odasına başka hiçbir kimse alınmaz. Hasta bu esnada sorulan sorulara açık ve net cevap vermelidir ki tanı ve tedavi planında yanılmaya yol açmasın.
MİYOMLAR HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER
Miyomlar Hakkında Bilinmesi Gerekenler ?
Miyom, rahim ağzı ve rahmin içerisinde yer tutan, rahimdeki düz kas dokusu ile gelişen iyi huylu olarak adlandırılan tümörlerdir. Tümör denilince hemen akla kanser geldiğinden belirtmek isteriz ki; vücut içerisinde iyi veya kötü huylu fark etmeksizin oluşmuş olan şişliklerin tamamına tümör denilmektedir. Yani tıpkı miyomlarda olduğu gibi iyi huylu tümörlerin de varlığı söz konusu olup herhangi bir kanser durumuna rastlanamayabilir. Miyomlar, genellikle yuvarlak yapıda ve pembeye yakın bir renkte bulunurlar. Kadınların genel olarak %20’sinde küçük çaplı da olsa miyomların varlığı saptanmıştır.
Miyomların en sık görüldüğü yaş aralığı 35-45dir. Ergenlik dönemlerinde miyom görülen kadın sayısı oldukça az olmakla birlikte menopoza girildikten sonra da miyom görülme sıklığı düşmektedir. Buna rağmen, menopoz öncesinde miyom tanısı konulmuş kadınların bazılarında menopoza girildikten sonra hastalığın hızla ilerlediği görülmektedir. Miyomların belirtileri, rahim içerisinde veya çevresinde daha çok hangi organa yakın olduklarına bağlı olarak değişmektedir.
Miyomların belirtileri nelerdir ?
Miyomların teşhisi, genellikle kapsamlı jinekolojik muayeneler sonucunda ortaya çıkmaktadır. Tabi ki bu şekilde ortaya çıkan miyom, kanama ve ağrı gibi belirtiler neticesinde yapılan muayenede tespit edilmiştir. Normal şartlarda miyom teşhisi, rutin jinekolojik muayenelerde sağlanamamaktadır. Ancak belirli bir büyüklüğe ulaştıktan ve kanama, ağrı gibi belirtiler ortaya çıkardıktan sonra miyom teşhisi kesinleşebilir. Miyomların en belirgin belirtileri şu şekildedir;
Adet dönemlerinde çok fazla kanama,
Adet sonrasında aralıklarla açık renkte kanama,
Karın ve rahim bölgesinde gözle fark edilecek şekilde büyüme,
Cinsel ilişki ve adet dönemlerinden sonra bel ve kuyruk sokumunda ağrı hissedilmesi,
Sıklıkla idrara çıkma isteği,
Ayrıntılı yapılan kısırlık testlerinde de bazı durumlarda miyomların tüpleri tıkadığı görülmektedir.
Ayrıca miyomlar, barsaklarda oluşturdukları basınçtan dolayı kabızlığa da sebep olmaktadırlar.
Miyom teşhisi konulduktan sonra ne kadar beklenmeli ?
Miyomların büyüklükleri, sayısı ve büyümede gösterdiği hız, metabolizma ve bağışıklık sistemindeki farklılıklardan dolayı her kadında farklılık göstermektedir. Miyomlar, östrojen hormonunun etkisiyle büyümelerini sürdürmektedirler. Menopoz döneminde kadınlarda östrojen hormonu artık salgılanmadığından miyomların ilerlemesi daha kolay duracaktır. Bu durum sadece küçük boyuttaki miyomlar için geçerli olup, büyük ve daha çok gelişmiş miyomlar, menopozdan sonra dahi tehlike arz etmektedirler. Miyomların ameliyatla alındıktan sonra vücutta tekrar varlığını sürdürebildikleri, kendi kendine tekrarlandığı var sayılarak, küçük çaplı olan miyomlar, genelde takip altında tutularak ilerlemesi kontrol edilir ve gerçekten tehlike arz edecek bir duruma gelene kadar ameliyatla müdahale yapılmaz. Bunun yerine ilaçla tedavi yöntemine başvurulur, miyom hızla gelişimini halen sürdürüyor ise ameliyat uygulanır.
Miyomdan korunma şekli nedir?
Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, kadınlarda sıklıkla görülen miyomların hareketsiz ve kilolu kadınlarda daha çok görüldüğü belirlenmiştir. Bu durum, kasların aktiflik durumunun miyomun oluşmasında doğrudan etkili olduğunun bir belirtisidir. Yani miyomlardan korunmanın şu an için en etkili yolu, kilo almayıp karın bölgesini hantal bir hale getirmeden kasların sürekli çalışmasını sağlamaktır.
Miyom tedavisi
Yukarıda da belirttiğimiz gibi miyomların küçük oldukları dönemlerde vücuda herhangi bir sıkıntısı yoktur. Bu durumlarda miyomun sürekli kontrolü, ilaçlar ile daha da küçülmesini ve yok olmasını sağlamak en etkili tedavi yöntemidir. Miyomların kontrol altında tutulduğu bu safhada kanserli hücrelerin vücutta olan varlığının kontrolü ve bu gibi komplikasyonların engellenmesi de sağlanacaktır. Küçük iken tespiti yapılan miyomların tedavisi oldukça kolay olmakla birlikte ilerlemiş, daha büyük boyutlardaki miyomların tedavisinde ameliyat yöntemleri tercih edilmektedir. Miyomların tespiti yapıldıktan sonra alanında uzman bir hekim tarafından kontrol ve takibi yapıldığı sürece miyomun insanlara vereceği olumsuz etkiler çok daha aza indirgenecektir.
YUMURTALIK KİSTLERİ İLE İLGİLİ BİLİNMESİ GEREKENLER
Jinekolojik Muayene Nedir ?
Jinekolojik muayane (vajinal muayene) her kadının hiçbir rahatsızlığı olmasa dahi yılda bir kez kontrol amaçlı yaptırması gereken muayenedir. Bu sayede bazı hastalıkların erken tanısı konulabilir, ayrıca rahim ağzı kanserini önlemek amaçlı smear testi muayene sırasında yılda bir alınır. Bunun dışında jinekolojik muayene kadın hastalıkları ile ilgili veya gebelik ile ilgili şikayetleri olan hastalara kadın hastalıkları ve doğum uzmanları (jinekolog) tarafından yapılmaktadır. Daha önce hiç jinekolojik muayene olmamış bayanlar bu muayeneden ilk seferinde çekinebilir veya korkabilir ancak en fazla 1-2 dakika gibi kısa süren bir muayenedir ve ağrı veren bir işlem değildir. Daha önce muayene olmuş bayanlar bunun kolay bir işlem olduğunu gördükleri için hiç çekinmeden rahat bir şekilde muayene olurlar.
Jinekolojik muayene ne zaman yapılır?
Jinekolojik muayene adet zamanında veya adetli değilken yapılabilir. Ancak adetli iken kanamadn dolayı rahim ağzı net görülemeyebilir ve smear testi alınamaz. Bu nedenle acil bir durum yoksa adet dışındaki dönemler tercih edilir.
Bütün muayenelerde olduğu gibi jinekolojik muayeneden önce doktor öncelikle hastanın hikayesini (öykü, anamnez) alır. Hastanın yaşı, mesleği, medeni durumu, ilişki durumu, geçirdiği hamilelikler, düşükler, doğumlar, ameliyatlar, küretaj ve benzeri işlemler kadın hastalıkları dışında herhangi bir hastalık varlığı, adet düzeni, adet süresi ve miktarı detaylıca sorulur. Sigara, alkol ve kullandığı diğer maddeler, kullandığı ilaçlar, ailesinde bir hastalık varlığı sorulur. Hasta ve doktor arasında geçen bütün konuşmalar sırdır ve hastanın yakınları dahil hiçkimseye anlatılmaz. Hasta isterse görüşme sırasında yanında eşi veya başka bir yakını bulunabilir, hasta istemezse görüşmeye tek başına katılır, doktor odasına başka hiçbir kimse alınmaz. Hasta bu esnada sorulan sorulara açık ve net cevap vermelidir ki tanı ve tedavi planında yanılmaya yol açmasın.
AĞRILI MESANE SENDROMU NEDİR ?
Ağrılı Mesane Sendromu Belirtileri Nelerdir ?
Ağrılı mesane sendromu belirtileri nelerdir?
• Vajina ve anüs arasında ağrı,
• Kronik pelvik ağrı,
• Sürekli acil işeme ihtiyacı,
• Sık sık az miktarda işeme, günde 60 işeme sayısına kadar işeme,
• Mesane dolarken ağrı ve rahatsızlık,
• İşeme sonrası rahatlama,
• Cinsel birleşme sonrası ağrı.
Ağrılı mesane şikayetleri ne zaman alevlenir ?
Kontrol altında seyreden interstisyel sistit yani ağrılı mesane sendromunun seyrini bazı etkenler ağırlaştırmaktadır. Bu tetikleyicileri bilmek hastalığın alevlenmesinden korunmak adına çok önemlidir. Ağrılı mesane sendromunu tetikleyen etkenler:
• Asitli içecekler, bazı vitaminler, kahve, alkol, gazlı içecekler,
• Hormon dalgalanmaları,
• Adet dönemi,
• Spor,
• Uzun süre oturmak,
• Cinsel ilişki,
• Dar giysiler,
• Stres.
SİSTOSEL NEDİR ?
Sistosel Nedir ?
Sistosel, kadının mesanesi ile vajinal duvarı arasında ki destekleyici dokunun zayıflaması sonucu mesanenin vajinaya fıtıklaşmasıdır. Anteriyor prolapsus(ön fıtıklaşma) da denmektedir. Pelvik organları destekleyen kasların gevşemesi anteriyor prolapsusa sebep olur. Bu kasların zayıflamasına yol açan durumlar:
Vajinal doğum
Kronik kabızlık
Ağır kaldırma
Kronik öksürük
Sistosel Belirtileri Nelerdir ?
Hafif mesane sarkmalarında hemen hiç belirti olmaz. Orta veya şiddetli vakalarda görülen belirtiler:
Pelvis ve vajinada basınç ve doluluk hissi
İdrar yaptıktan sonra tam boşalamama hissi
Tekrarlayan sistit
Cinsel ilişkide ağrı
Cinsel ilişkide idrar kaçırma
Ağır kaldırma, öksürme, ıkınma ile rahatsızlık artması
Ağır vakalarda sarkan doku dışarıya doğru vajenden çıkar.
Kimler Sistosel Açısından Risklidir ?
Vajinal doğum yapanlar
Menopozda ki kadınlar
Rahimi ameliyatla alınmışlar
Genetik olarak bağ dokusu zayıf olan kadınlar
Aşırı kilolu kadınlar
Sistosel Dereceleri Nelerdir ?
Sarkmanın derececesine göre sistosel sınıflandırılır.
Derece sistoselde vajenin üst kısmında fıtıklaşma vardır
Derece sistoselde fıtıklaşma hazne girişindedir.
Derece sistoselde fıtıklaşma hazne girişinden dışarıdadır.
Tanı
Jinekolojik muayenede vajinadan sarkan doku fark edilir. Yatarken daha az olan fıtıklaşma ıkınırken ve hasta ayaktayken artar.
Tedavi
Hafif orta dereceli anterior prolapsuslarda cerrahi olmayan tedaviler tercih edilirken ciddi prolapsuslarda ise vajina ve pelvik organların doğru yerlerine cerrahi olarak yerleşririlmesi gerekir.
Tıbbi tedaviler :
-Vajinal pesser lastik veye kauçuktan yapılmış mesaneni destekleyen halkadır. Ameliyatın riski olduğu durumlarda tercih edilir.
-Östrojen vajinal krem, vajinal tablet veya halka şeklinde tedavide kullanılarak menopozda zayıflayan pelvik kasları güçlendirir.
Cerrahi tedaviler:
-Genellikle vajinal olarak sarkan mesane eski yerine kaldırılır. Vajinal doku çok inceyse dokuyu güçlendirmek ve desteği arttırmak için doku grefti konur.
-Rahim sarkması ve sistosel varsa hem rahimin cerrahi alınması hem zarar görmüş pelvik taban kaslarının, bağların ve dokuların onarılması gerekebilir.